Yılbaşı İş Dilekleri *

Hikayeyi Keşfet

Alıç

- Mutluluk -

Gelin çiçeklerinde kullanılırdı…

Erik

- Canlılık -

Gelin çiçeklerinde kullanılırdı…

Hünnap

- Uzun Ömür -
Bir zamanlar hünnapcılar 15-20 günlük hünnap sezonunda kestane kebap gibi sokaklarda satarlardı, özellikle sayfiye tiyatrolarına giden kadınlar en önemli müşterileri idiler…
Lotis, güzeller güzeli bir Nymphaydı. Meyve bahçelerini  korumakla  görevli tanrı Priapos bu güzel Nymphaya aşık oldu.  Yakaladığı  her fırsatta Lotis’i sıkıştırıp, elde etmenin yollarını  arıyordu.  Bakire  Lotis  sürekli Priapos’u kolluyor onun geldiğini  görünce hemen kaçıyordu. Hatta bir keresinde Lotis Mainadların arasında uyurken Priapos bunu fırsat bilerek üzerine atıldı. Ancak Silenos’un eşeği  tam o anda var gücüyle anırınca tüm Mainadlar uyandı ve Priapos niyetini gerçekleştiremedi.  Artık  tanrıdan kaçmaktan bıkıp usanan Lotis bir bitkiye  dönüşmek  için  tanrılara yalvardı.  Böylece  Lotis,  kırmızı çiçekli güzel Hünnap ağacına dönüştürüldü…

Kestane

- Başarı -
Eskiden evde birikim yapılan para kasasında kestane bulundurulurdu, bereketini arttırsın diye…

İğde

- Saygınlık -
Mezar başına dikilen iğde tutarsa kişinin cennete gideceğine inanılırmış. Ayrıca dalını taşımanın nazardan koruduğuna inanılır.

Kiraz

- Cesaret -

Bir Çin  mitosunda  tanrıça  Xi  WangMu her bin yılda bir kiraz bahçelerinde ölümsüzlük depolardı. Kiraz  ağacının  kötü  ruhlara  geçit vermediğine  inanılırdı.  Bundan ötürü  Çin’de  yeni  yılda  evlerin kapısına kiraz ağacı dallan asılırdı ve evlerin önüne kiraz ağacından yapılmış  heykeller  konulurdu…

Diğer taraftan; Agatha kekleri meyveli keklerin kaplanıp üzerine bir kiraz konması ile yapılır. Azize Agatha’nın oruç gününde servis edilir. Adında göğüs geçmesi ve göğüse benzemesinin sebebi ise Azize Agatha’nın göğüsleri kesilerek öldürülmesindendir..

Kuşburnu

- Bereket -

Bereket,şarap ve coşkunluk tanrısı Dionysios törenlerinde insanlar boyunlarına kuşburnulu kolyeler takardı

Leleglerin kralı olarak bilinen Lokros günün birinde oğluyla fikir ayrılığına düştü ve yandaşlarıyla beraber ülkeyi terk etme kararı aldı. Yola çıkmadan evvel yeni kuracağı ülkenin yeri konusunda fikir almak için bir kahine başvurdu. Kahin ona bir orman köpeğinin onu ısıracağını ve ısırıldığı yerde durup, oraya yerleşmesini söyledi. Uzun yolları yürüyerek aştı ve Parnassos’un batı yamaçlarına geldiğinde, görmeden bir kuşburnu dikeninebastı. Bu diken ayağına battığı için günlerce yürüyemedi. Ancak çok geçmeden kahinin bahsettiği şeyi hatırladı ve ülkeyi kurması gereken yerin burası olduğunu anladı. Bu topraklarda kurulan ülkeye Lokris adı verildi. Bu yüzden Grekçe’de kuşburnuya “köpek dikeni” adı verilmiştir..

Nar

- Güç -

Yeni yıla girerken (saat tam 00:00’da) evin kapısında bir poşetin içerisinde nar kırıp, sonra masaya getirmek, o yılın bolluk ve bereket içerisinde geçmesi için yapılırmış…

Ölüler ülkesinin tanrısı Hades, Persephone’ye âşık olmuştur ve onu bir gün gizlice yer altına kaçırır. Kızının kaybolması tanrıça Demeter’i büyük bir yasa boğar. Demeter’in tüm işlerden elini çekmesi doğa için çok olumsuz bir sonuç doğurur. Çünkü Demeter ekinlerin tanrıçasıdır. Onun küsmesi aynı zamanda toprağın küsmesi anlamına gelir. Ekinler boy atmaz, tarlalar ürün vermez olunca, durum Olympos’taki tüm tanrıların başta da Zeus’un harekete geçmesine sebep olur. Zeus, Hades görüşerek Persephone’yi bırakmasını ister. Ancak Persephone’nin ölüler ülkesinden temelli geri dönmesi artık imkansızdır. Çünkü Persephone ölüler ülkesinde bir nar yemiştir. Ancak toprağın kıtlıkla yüz yüze gelmesi durumunda tanrılar bir uzlaşma yolu düşünürler ve sonunda Hades’i buna ikna ederler. Bundan böyle Persephone yılın üçte birini ölüler ülkesinde Hades’le beraber geçirir ancak üçte ikisinde yeryüzüne çıkar. Böylece Demeter kızına kavuşur ve küskünlüğü son bulur. Toprak da yeniden canlanır, ekinler tarlalarda filizlenirler. Ancak zamanı gelip de Persephone yeraltına ineceği zaman Demeter’i yine bir hüzün alır. İşte bu zamanlar yeryüzünde kış yaşanır. Demeter’İn kızına kavuştuğu mutlu günlerde ise doğa uyanır ve ilkbahar yaşanır.

Üzüm

- Prestij -

İspanya’da yeni yıla girilirken (saat tam 00:00’da) 12 adet üzüm tanesi yutulup, dilek tutulurmuş…

Nuh Peygamber’in gemisi tufanda karaya oturduktan sonra, yiyecek aramak için hayvanlar karaya dağılır ve bir keçi sayesinde üzümü ve suyunu keşfeder Nuh. Bu şeytanın canını sıkmıştır ve hemen asmaları kurutur. Tekrar yeşertmenin bir tek yolu vardı, 7 hayvanın kanıyla sulamak: aslan, kaplan, ayı, köpek, horoz, tilki, saksağan. İşe yaradı, asmalar yeşillendi, am o günden sonra kimki üzümün suyundan içse kendini aslan kadar cesur, kaplan kadar yırtıcı, ayı kadar kuvvetli, köpek kadar kavgacı, horoz kadar gürültücü, tilki kadar kurnaz, saksağan kadar geveze hisseder…

Üzüm Köftesi

- Verimlilik -

Elma

- Azim -

Elma kabuğunu soyup başucunuza koyun, hatta yastığınızın altına. Rüyanızda evleneceğiniz kişiyi göreceğinize inanılır…

Soyun devamlılığını simgelemek adına düğünlerde bayrak direğinin tepesine dikilirdi…

Bir Anadolu ve Asya geleneği olarak; kadın evlenmek istediği erkeği ona elma atarak veya sunarak seçer…

Bir elma ikiye bölünür ve tohum sayısı sayılır: eşitse, evlilik kısa sürede garanti altına alınır; tohumlardan biri kesilirse fırtınalı bir ilişki olur, ikisi kesilirse dulluk beklenir; tohumların sayısı tuhafsa, kadın en azından yakın gelecekte evlenmeden kalacaktır.

Bir elmayı ısınana kadar elinizde tuttup ve sonra onu sevdiklerinize verdiğinizde, yenilirse sevginin karşılığı olacaktır…

Yunan mitolojisinde hakkında pek çok mit anlatılan kadın kahraman Atalante, tanrıça Artemis’e olan bağlılığından dolayı evlenmeyi istemiyordu ve gelen talipleri geri çeviriyordu. Ancak talip sayısı artınca Atalante, gelen koca adayıyla bir yarış yapacağını ve eğer aday kazanırsa onunla evleneceğini duyurdu. Ancak koşuda çok hızlı ve çevik olan Atalante’yi hiç kimse geçemiyordu. Hippomenes adında bir delikanlı Atalante ile evlenmek isteğiyle geldi. Atalante aslında bu genci çok beğenmişti; ancak sözünden dönemeyeceği için yarışmaya mecbur kaldı. Yarış başladığında önden koşan Hippomenes yanında getirdiği ve Aphrodite’nin Kıbrıs’taki tapınağından gelme altın elmaları bir bir yere bırakmaya başladı. Arkadan gelen Atalante her seferinde yerde gördüğü bu altından ışıltılı elmaları toplamak için duraklamaktan kendini alamadı. Sonunda zaman kazanan Hippomenes yarışı Atalante’den önce bitirmeyi başardı. Böylece Atalante, Hippomenes’le evlenmeyi kabul etti…

Greyfurt

- Enerji -

Yeni yıl sofrasında greyfurtu elden ele geçirerek dolaştırma yeni yılın iyi enerji getirmesi için yapılırmış…

Mandalina

- Zenginlik -

Yeni yıl sofrasında mandalinayı elden ele geçirerek dolaştırma yeni yılın şans getirmesi için yapılırmış…

Hafifçe pişirilen mandalina kabukları balkona veya ev girişine asıldığında hastalıklardan korunulacağına inanılırdı…

Portakal

- Yeni Başlangıçlar -

Yeni yıl sofrasında portakalı elden ele geçirerek dolaştırma yeni yılın zenginlik getirmesi için yapılırmış…

Enerjiyi arttırmak için portakal koklanırdı

Japonya’da yüz kırk bir yıl hüküm sürmüş bir kral olan efsanevi Sui’nin bir gün büyük bir kahraman olanTajimamori’yi yanma çağırtır ve ondan “Ebedi Hoş Kokulu Ağacı” bulmasını ve bu kutsal ağacın meyvesini kendisine getirmesini ister. Tajimamori hemen yola çıkar ve bir zaman sonra arayışının sonuna gelerek “Ebedi Hoş Kokulu Ağacı” bulur. Ağacın meyvesinden kopartarak ülkesine döner. Ancak kutsal kral Suinin ölmüştür. Tajimori elindeki meyveyi ikiye böler. Bir parçasını Büyük İmparatoriçeye sunar kalan parçayı ise kutsal kralın mezarına götürür. Kahraman meyveyi zamanında kralına yetiştiremediği için büyük bir üzüntü duyar ve kederinden ölünceye kadar kralın mezarı başında yas tutar. “Ebedi Hoş Kokulu Ağaç” Portakal ağacıdır. Kralın istediği meyve de bugün tüm dünyanın bildiği portakaldır…

* Meyvelerin sembolize ettiği bir çok duygu, nesne vs vardır. Biz burada belirlediğimiz konsepte uygun olan sembolleri kullandık.

Shopping Cart